Dirençli ve Sabırlı: Bazalt

Diyarbakır denince akla gelen ilk resim, Suriçi denen bölgeye aittir. Şehrin çekirdeğini oluşturan bu bölgeye ise taş karakterini verir. Bazalt Diyarbakır’da yalnızca şehre değil, bu coğrafyanın insanına da rengini vermiştir sanki.

07.06.2022

Bereketli Hilal’in kuzey ucuna konuşlanan Diyarbakır’ın kurulduğu yer, iki nedenle seçilmiş: Dicle Nehri ve Karacadağ. Su ve taş. Bir yerleşim yeri kurmak için gerekli iki temel doğal kaynak. 

Uygarlık tarihinin en eski şehirlerinden Diyarbakır’ın hikayesinde, bazaltın yeri büyük. Diyarbakır’ın ayakta kalmasının en önemli nedeni o. Şehrin geçmişini de bugüne kadar taşa işlenmiş figür ve kitabelerden öğreniyoruz. Bu kaynaklar, Diyabakır tarihini 4 bin yıl öncesine kadar götürüyor. Taş, bu kadim kentin hem tarihi, hem kültürü.

Paleolitik çağda, insanlar doğal barınakları kalkerli yapılarda aramışlar. Güneydoğu Toroslar, Mardin-Midyat platosu, Silvan-Ergani çevresi kalkerli yapıdan oluşan alanlar. İnsanlar buralarda ya doğal mağaralarda ya da kendi oydukları sığınaklarda barınmış. Ama koşullar değişince kale yapma, savunma ihtiyacı doğmuş. İnsanlar yüksek topografyalarda yaşamak istediklerinde, bazalt insan hayatına girmiş. Mukavemeti, ulaşılabilirliği ve dinginlik verici özelliğiyle, kısa zamanda başlıca yapı malzemesi haline gelmiş. Dicle’den sağlanan su kaynağı da buna eklenince, Diyarbakır ideal bir yerleşim yeri olmuş. 

Diyarbakır, Hawaii, İzlanda

Diyarbakır sönmüş bir volkan olan Karacadağ’dan kopup gelen bazalt kayaların üzerinde yükselmiş. Nemrut, Süphan, Tendürek gibi asidik lav çıkartan bölgedeki diğer volkanların aksine, Karacadağ bazik karakterli lav püskürttüğünden yayvan, kalkan şekilli bir volkanik kütle ortaya çıkmış. Başka deyişle Karacadağ, bir lav konisi. Üstelik dünyada benzerine Hawaii ve İzlanda gibi az sayıda yerde rastlanıyor. 

Yöre mimarları, Karacadağ’dan kopan bazalt taşları, farklı tekniklerle işlemiş. Taş, altında yatan emek nedeniyle de güç ve zenginlik işareti sayılmış. 

Bazalt Bir Başyapıt: Diyarbakır Kalesi

Diyarbakır Kalesi de bu anlayışın başyapıtı olarak Milattan Önce 4’üncü yüzyılda yükselmiş. 5700 metre uzunluğundaki surların inşasıyla birlikte bazalt, zamanla bir şehir devletine dönüşen Diyarbakır’da mimarinin ana öğesi olmuş. 

Zamanla artan nüfusa Suriçi yetmeyince, kalenin genişletilmesi gündeme gelmiş ve şehir kalkan balığı şeklinde büyümüş. Tipik Diyarbakır evlerinden Ulucami’nin sütun işlemelerine, St. George Kilisesi’nin süslemelerinden dört ayaklı minareye, dev sur duvarlarından şömine ve havuzlara, bazaltın rengi her yere sinmiş. Bu taş bugün yörede yüzük, bilezik gibi takı üretiminde bile kullanılıyor. Karacadağ’dan fışkırıp Diyarbakır’ı inşa eden bazalt taşı, adeta şehrin rengi olmuş.

Bazaltın Sırrı

Diyarbakır bazalt taşları, volkanik lavların püskürmesiyle ortaya çıkar. Türkiye’de en fazla tercih edilen doğal taş çeşididir. Siyah renkli sert bir taş olan bazalt, diğer taş türlerinden daha dayanıklıdır. Suda dağılmaz ve erimez. Kırıldığında parçalanmaz, yüzeyi düzgün kalır. Aşınmaya ve iklim şartlarına en fazla dayanan taşlardandır. Uzun ömürlüdür ve yıllarca aynı kalitede kalır. Gözenekli yapısı sayesinde buzlanmayı önler. Ortamın kışın sıcak, yazın serin olmasını sağlar. Doğal ısı yalıtımı yapar. 

Bazalt, başlangıçta masif bir kütle olsa da çatlaklıdır. Yeraltından adeta köpürerek çıktığından gaz boşlukları içerir. Boşluklulara dişi, masiflere erkek taş denir. Döşemelerde dişi taş kullanılır ve yazın avlu sulandığında sular gözeneklerde birikerek serinlik verir. Erkek taş ise sur duvarı gibi yapılarda tercih edilir.

Dirençli ve Sabırlı 

Türkiye’de mevsimsel sıcaklık farkı en fazla olan yerlerden biri, Diyarbakır ve çevresi.  46 dereceyi bulan yaz mevsiminin ardından, kışın termometre -20’lere kadar iniyor. 70 dereceye varan bu sıcaklık farkına da ancak bazalt dayanabilir. Diyarbakır insanı da böyle bir iklime direnç gösteriyorsa, bazalt gibi sert ve dayanıklı görünümünün altında tahammüllü ve dayanıklı bir yapıda olduğundandır...

Direnç ve sabır... Herkesin sahip olmak isteyeceği bu özellikleri belki de uzaklarda aramamak gerek. Bazen sadece taştan ilham almak bile yeterli... Bunun için Karacadağ’ın eteklerinde yaşamanız da gerekmez. Bazaltın huzur veren renklerini ve dokusunu yaşam alanlarınıza katmak için katalogumuza göz atın:

https://www.stonewrap.com/urunler